16 Şubat 2010 Salı

Sözüm hemcinslerime

Eski filmlerde, kitaplarda hatta çocukluğumuzun masallarında anlatılan aşklar insanı büyüler. Neden ? Çünkü bahsedilen aşk hep erkeğin beğenip aşık olduğu ve ardından peşinden koştuğu kadınla ilgilidir. Tıpkı doğada olduğu gibi insanoğlu da bu şekilde programlanmıştır. Kadın seçicidir, erkekse kendini beğendirmeye yönelik çalışır.

Ama artık denge nerede, ne zaman şaştı belli değil. Kadınlar erkekleri kovalar oldu. Üstelik bu hastalıklı durumu en başta kadınlar kabul etmiş durumda. Erkekler ise tabi ki hallerinden gayet memnun..

Kadın ruhunun seçici kimliği erkeklerde var olmadığı için de peşlerinden koşan kadın kavramı erkeklere sonsuz bir tatmin yaşatıyor adeta. Böylece çok, tekten her zaman iyidir mantığıyla onlara ilgi gösteren yığınla kadının hislerini dahi umursamadan o insanlarda kalıcı hasarlara sebep olabiliyorlar.

Kadınlar bunun gayet farkında. Gene de bu yarışa gönüllü katılarak benliklerinden, psikolojilerinden ve hatta hormonlarından ödün vererek ipi önde göğüsleme savaşına giriyorlar.
Sanki bu yarışı önde bitirmek gerçek kazançmış gibi.

Peki uyanış nasıl olmalı ?

Kurallar gayet basit:

1 - Öncelikle kadınlık gururu ve özgüveninizi her zaman sağlam tutun. Bunu siz ayaklar altına alırsanız karşı cins size hiç acımaz; çok fena sizi kullanır, daha iyisi çıkınca da sizi bir kenara fırlatır.
Daha basit bir örnek mi lazım ? Bir erkek sizi gece onbirden sonra arayıp o saatte görüşmeyi teklif edebiliyorsa telefonu kapatın, adını rehberinizden silin ve sokakta rastlarsanız da selam dahi vemeyin ! Gün bitene kadar sizi aklına dahi getirmeyen birine verilebelecek en iyi değer budur çünkü.

2 - Erkeklerin yerine düşünmeyin ve bahane üretmeyin ! Size karşı erkeklerin her zaman sorumlulukları vardır. Bunu yerine getirmediklerini farkettiğinizde içinizden onu kaybetme paranoyasına karşı savunma mekanizması geliştirmeyin.
Örneğin; buluştunuz ama sizinle sohbete yoğunlaşmak yerine cep telefonuyla oynayıp ona buna mesaj atıyor ya da birileri aradığında uzun uzun konuşuyorsa sakın şöyle düşünmeyin " Ama benimle diye kafasını tamamen bana vermek zorunda değil sonuçta onun da bir hayatı var, hem kötü bir gün geçirmiş kafası dağınık, arkadaşları arıyor napsın açmasın mı ?" Onun yerine baktınız uzatıyor, çekin gidin. Zaten ha oradasınız ha değilsiniz belli ki adam için farketmiyor. Hiç değilse siz vaktinizi sizinle orada olmayan bir adamla kaybetmemiş olursunuz.

3 - İlişkilerde ya da öncesindeki o yumuşak tatlı geçişte erkek rolüne bürünmeyin ! Yani onu yemeğe çıkarmayın, hesabı paylaşın ama hesabın hepsini siz ödemeyin, durup dururken ufak hoşluklar olsun diye hediye almayın, sizden açıkça destek isteyene kadar hayatını kolaylaştırmak için kendinizi paralamayın ! Bunların hepsi sizin değil karşı tarafın yapması beklenendir çünkü..

4- Ve asıl başlangıç noktası: Yeni tanıştığınız bir erkek var, karşılıklı olumlu sinyaller aldınız, e iyi. Sakın kendinizin ya da çevrenizin gazına gelip ilk adımı atan siz olmayın. Kısaca onu aramayın ! O da sizinle ilgilendiyse zaten sizi arayacaktır. Ama yok yanılmış ve adamın tamamen aklından çıkmışsanız sizin onu aramanız yanlış sinyal gönderebilir. Zira erkekler kadınlara benzemez kızlar; söyleceğim şudur ki erkekler asla hayır demez !

5- Kendinize bir hayat edinin ! Kadınlar bu gönül ilişkilerini o kadar saplantı yapıyorlar ki hayatta başka hiçbirşeye vakit kalmıyor. Belki biraz aile, azıcık arkadaşlar, ama onlarla bile geçen vaktin çoğu erkekler ve ilişkiler üzerine kuruluyor. Oysa en ilkel erkek organizması bile dolu dolu bir hayata sahip olabiliyor. Futbol takip ediyor, arkadaşlarıyla ocakbaşına gidiyor, sevdiği yönetmenin filmlerini alıp evde DVD izliyor ve hatta kendi kendine bir sürü hobi geliştiriyor. Hal boyle olunca, adamların aklında romantizme ayrılan alan oldukça daralıyor. Siz de kendinize daha çok alan yaratıp ilişkilerle ilgili saplantınızı minimuma indirmeye çalışın ! Üstelik hayatı dolu olan biri boş olan birinden her zaman daha caziptir.

Bunlara karşın hala kendinizi kaybeden taraf görüyorsanız o zaman tek kural işler: çevrenizi ve ilgilendiğiniz erkekleri yeniden gözden geçirin !

10 yorum:

irfun4ever dedi ki...

vay anasını satim, bu anlatılanların aynısı bende var ama erkeğim. Bu yazıdaki erkekleri kadına kadınları da erkeğe çevirince ders almak en iyisi ki, şimdi öyle yapıyorum zaten. öyle kovalama filan işleri yok. Artık hoşlandığım kadınlar ve arkadaşlarım var. hoşlandığım kadın bakıyorum ki arkadaşım olmaya çalışıyor, haydi sana güle güle diyorum. bundan sonra böyle.

Uyumsuz dedi ki...

iyi ediyorsun, hoşlandıgın insandan arkadaş olmaz. Duyguların körelsin ondan sonra bakarsınız. Dişi ve erkek zaten aslında arkadaş olamaz, ancak çok eskiye dayanan dostluklar olabilir, belli bir yaştan sonra ancak belli bir seviyede arkadaşlık kurabilirsin. O seviyeyi azıcık geçersen sonuç ya ilişki olur ya da facia :)

Adsız dedi ki...

tecrübelisin bu konuda.
sanırım senden çok şey öğreneceklerim var.

Cüzzamlı Melek dedi ki...

öğrenmenin yaşı yok anasını satiim. geç mi kaldık ne?

:DDD

Unknown dedi ki...

erkeklerin beyninin en büyük lobu olan bencilliği törpülüyemediğiniz müddetçe sorunsuz kadın hakları,özgür bir yaşam sizler için ham hayal.

geveze baykuş dedi ki...

ver o mübarek elini öpeyim uyumsuz! bu kadar olur, helal bacım.
camlara çıkıp bağırasım geldi valla, salak kadınlar açın gözünüzüüüüü!

Uyumsuz dedi ki...

ehhuehue :)

geveze baykuş dedi ki...

süprüüüüüsssssssss!

http://baykusunkaralamadefteri.blogspot.com/2010/02/baykusun-tembeli-mimin-gecikmisi.html

Travis dedi ki...

konuya bi yorumla gelmiştim lakin son yorumdaki mim unutturdu.. yahu nedir bu mim.. mikecem ama haa..

Uyumsuz dedi ki...

Mim bir salgin. Bu e-postayi en yakin on arkadasina gondermezsen ölürsün ya da her yanını isilik basar gibi kehanetlerde bulunan zincirin blog versyonu. Kolla kendini !