15 Haziran 2009 Pazartesi

Hepimize üç çocuk

Dün bir nikah kokteylindeydim. Davetlilerin arasında politikacılar çok olmasa da varlıkları yeterince hissediliyordu. Nikah masasında şahitler için ayrılmış beş sandalye ise yaklaşan komedinin habercisi gibiydi.

Nikah kıyıldıktan sonra her biri birer politikacı olan şahitler ellerine mikrofonu alıp adeta kendilerinden geçerek nasihatlar vermeye başladılar. Gelinle damada uzun ömürlü mutluluk dilemek öyle kuru kuru kesemezdi tabi amcalarımızı. Kendi kendilerine sözü üç çocuk mevzusuna getirip bir de daha evleneli üç dakika geçmemiş bir çifte en az üç çocuk siparişi bile verdiler.

Yetmedi, üç çocuk açılımının istatistiksel sonuçlarına ve önemine değindiler. Ancak kendilerinin ve etraftaki yalakaların güleceği esprilerle normalde gelinle damadın üzerine yönelmesi gereken tüm ilgiyi böylece katlettiler.

Gencecik gelin ve damat için dışarıdan bakıldığında acınası bir manzaraydı. Daha sonra oturup kayıtları izlediklerinde ne düşünürler bilmiyorum ama ben açıkçası onlar adına bu önemli ve elit olması gereken töreni mitinge çeviren bu beş kafadara gıcık oldum.

Ülkedeki en önemli iki sorun olan eğitim ve sağlıkta her hangi bir iyileştirmeye gidilmezken insanlardan üremeleri daha çok üremeleri istenmesi bana David Lynch filminde bir sahneyi yaşıyormuşum hissi veriyor.

Ama bir de şu bakış açısıyla bakarsak belki onlara da hak vermek gerekebilir.

Çocuk tacizlerinin 1,5 yaşındaki bebeklerden başladığı, şiddet gören çocukların kaşlarına bir bant yapıştırılıp tekrar ailelerine teslim edildiği, çocuk yuvalarının devletin ailelerin iyi bakamadığını tespit ettiği değil ancak ailelerin kendi çocuklarına bakamayacağına karar verip teslim ettiği bir nevi terkedilmiş çocuklarla dolup taşması, gizli kameralarca tespit edilen "Bir psikopat çocuk yetişiyor" konulu dayak ve tacizlerin bonkörce sahnelendiği Çocuk Esirgeme Kurumu görüntüleri, büyük kentlerdeki sınıf mevcudiyetlerinin ortalama 60-70 kişiyi bulması, öğretmen kadro eksikliği yüzünden derslerin boş geçmesi, daha dün üniversite için milyonlarca insanın sınavda ter dökmesi, her yıl artan işsizlik oranları, çocuk suçlu sayılarının artması, doğuda okula gönderilmeyen kız çocuklar, on üç yaşında evlendirilen kız çocuklar, okuma yazma bilmeyen anneler, tekerlekli sandalyesi olmadığı için eve hapsolmuş ayrıca iş ve yaşam güvenceleri sağlanmayan engelliler ve doğumda bebek ve anne ölümlerinde Afrika'lı ülkelerle başı çektiğimiz düşünülürse kurtuluş formülünün bu üç çocuktan geçiyor olması fikri aslında çok mantıklı.

Çünkü yıllardır kötüleşen herşeye karşın koyun psikolojisini terk edip kafamız da vicdanımız da rahat etsin istiyorsak bu üç çocuğu yapmamız gerekiyor.

Yani üç çocuk sayesinde üç maymunu daha gerçekçi oynayabilelim diye..

6 yorum:

Adsız dedi ki...

ben evlenecek olsam benim öyle 5 şahidim olmaz olamaz valla - zira tanımıyorum, çevremde yok. demek ki bu arkadaşların çevresinde varmış ki sıra sıra dizilebilmişler. yani, kendileri için üzülemedim.

diyerek, saçma bir tavır atabilirim sanırım ortaya, ki attım gitti :)

bir de... 3 çocuk iyidir. allahın hakkı 3tür. bolca üreyelim ki insanlığımızdan iyice çıkalım.

tövbe tövbe tövbe.

ckml dedi ki...

3 çocuk yapın , 3 tl maaş yeter..

Feride Nizamettin dedi ki...

Valla yazını okuyunca ben de aynı Windi gibi düşündüm hiç acıyamadım bu gelinle damada. Benim nikahımda hiç politikacı falan yoktu:)
Haketmişler yanee.

Uyumsuz dedi ki...

gelinle damadı görseniz pek öyle düşünmezdiniz.Ikisi de daha çocuktu ve birinin babası politikacı oldugu için şahitleri aileler seçmişti. Ben o çocukların fikrinin alındıgını hiç sanmiyorum.

Adsız dedi ki...

3 çocuk batılı ülkelerde de teşvik ediliyor ama tabii biz gidip bize en uymayan şeyleri alıp uygulamaya çalışıyoruz.

Uyumsuz dedi ki...

Eğitim ve sağlık güvencesinin yüzde yüz sağlandığı, nufusun 75 milyondan bir hayli düşük ülkelerde desteklendiğini biliyorum evet..