30 Mart 2012 Cuma

Şaka gibi


Yaklaşan 1 Nisan sebebiyle aklıma gelen bir gün var.

Çok yakın bir arkadaşım, öğretmen, bir gün tam okula yeni gitmişken annesinden haber geliyor. Babası vefat etmiş. Apar topar annesiyle babasının evine geliyor. Haberi alınca ben de bir saat içinde onlardayım. Rahmetli babası oturma odasında yerde, beyazlara sarmışlar. Öyle bakıyoruz.

Sonra erkek kardeşi ve eşi cenaze arabasıyla geliyorlar, babalarını tabuta yerleştirip araca bindirmek üzere çıkıyorlar.

Arkadaşım peşlerinden balkona koşuyor. Babasının son kez evden uzaklaşmasını izlerken ağzından şunlar dökülüyor: ' Şaka gibi ! '

Hayat bazen o kadar durağan ve aynı zamanda hızlı ki. Sizin için olağan bir gün işte böyle tek bir telefonla bambaşka bir yol alabiliyor. Sonra siz o düzene de alışıyorsunuz, sonra bir başka 'şaka gibi' haberle yeni bir düzene kaymaya zorlanıyorsunuz.

Başlarına gelmeyenler 'değişim iyidir' derler. Oysa alışılmışın dışına daha hazır değilken, aniden çıkmaya zorlanmak pek de iyi bir deneyim değildir. Sizi tecrübelendirir, etrafınızdakilere farklı gözle bakmanızı sağlar. Herşeyden önce silkeler. Belki sonucu olabilir ama kendisi bence pek o kadar de iyi değildir değişimin.

Şimdi ben de kendi kendime 'şaka gibi' dedikten sonra uzaklaşıp giden eski düzenime bakıp yenisi için kendimi hazırlamaya başlayacağım. Muhtemelen uzun, eminim zor ama umudumu kaybetmeyeceğim bir yolda kendimi koyvermeden devam edeceğim.

Bakalım..