29 Mart 2011 Salı

Gündem nereden nereye

İbahim Tatlıses vuruldu, bir hafta ana haber bültenlerinde, orada burada gündemden inmedi haberi. Adam ölse herhalde bir yıl konuşacak malzemesi olurdu medyanın.

Bu gündem yaratma ve gündemdeki her hangi bir haberi abartı hale getirme misyonuna bayılıyor sevgili medyamız. Balık hafıza halkımız da oradan oraya sürüklenip gaza gelmeye zaten dünden razı.

Mesela tam şu günlerde hazır Kayseri'den kaybolmuş üç çocuğun ortaya çıkan cesetleriyle katilinin yakalanması haberi varken medya hemen sübyancı haberlerini kovalamaya başladı. Zanlılar yakalandı haberleri yapıldıkça milletçe içimizin yağı erimeye başladı.

E iyi de bu yakalananlar gerçek suçlularsa adli tıp "çocuğun rızasıyla gerçekleşmiş" raporu verip hepsini salıverecek zaten. Bunu daha önce de yaşamadık mı ? Tıpkı daha ergen bile olmamış kızı mahveden otuz küsür herif ve meşhur Hüseyin Üzmez gibi...

Yani bu daha önce defalarca izlediğimiz filmde en heyecanlı yere gelindiğinde tıpkı coşan alık sinema seyircisi gibi alkış tutmaya benziyor ? Bu filmin sonu hep aynı bitmiyor mu ?

Diyeceğim o ki, bu medya her hafta kendine popüler konu seçmeye devam etsin. Pek etkisinde kalmamakta fayda var. Çünkü bir hafta Tatlıses vah vah bir hafta, pis sapıklar ah ah'la olacak iş değil bu.

11 Mart 2011 Cuma

En sevilen film Trafik Kazası

İnsanlık olarak trafik yüzünden sürekli söyleniriz, araca bindiğimiz anda gitmek istediğimiz yere bir an önce gitmek için yanıp tutuşuruz. Ama yol kenarında ufacık bir aksyon gördük mü mal mal bakmak için yavaşlamadan da edemeyiz.

Bir nevi tren görmüş öküzden farkımız kalmıyor desek yeridir !

Geçen gün yine oldu. 2. Köprü yolunda cumartesi sabahı deli bir trafik. İlerledikçe gördük ki orta şeritte iki üç araç zincirleme kaza yapmış. Ama trafiğin trajik olmasının sebebi kazadan çok oradaki ambulans. Acaba yaralı mı var, kan var mı, beyinler yerlere mi saçılmış, kaç kişi ölmüş diye bakmadan edemeyen meraklı tipler de hem geliş hem de gidiş olmak üzere bu bakma sevdası uğruna trafiği katletmişler.

Dünyada bundan daha bön bir bakış var mıdır acaba ? Siz kaza geçirmişsiniz, araçta ilk yardım uygulanıyor, o sırada yanınızdan gelip geçen yüzlerce araç içinden aynı salak bakışlar !

Sağlık görevlileri bile trafiğin iptal olmasından bezmiş, polisler gibi araçlara geç geç işareti yapıyorlardı.

Sadece kaza merakı değil, yolda sizi polis çevirse millet gene transa geçmiş gibi polis-şöför görüşmesine odaklanıyor. Hayır sanki polis aracının yanında polisle ne konuşulduğunu, kaç lira ceza yediğini anlıyorlarmış gibi bu ne merak ?

Benim hem trafiği hem de kazazedeyi sırf bakışlar yüzünden kendini kurbanlık koyun gibi hissetirmekten kurtaracak bir önerim var. En çok Grand Prix yarışmalarında kullanılan kaza yerine anında çekilen branda uygulaması. Polis, ambulans, artık kaza yerine gelen ilk görevli ekip kimse derhal insanları sapıkça cezbeden o manzaradan koparacak örtüyü çeksinler.

Seyredecek eğlence olmayınca insanlık da araç başındaki asli görevini tamamlamak üzere hızını değiştirmeden yoluna devam edecek ve böylece hepimiz huzura kavuşacağız diye inanıyorum.

2 Mart 2011 Çarşamba

Digiturk gerçeği

Digitürk geçen yıl SüperLig maçlarını yayınlayabilmek için Türk Telekom ile ihalede kıran kırana bir mücadeleye girmişti. Sonunda da oldukça yüksek bir meblağ karşılığında yayın hakkını kazandı.

Bundan sonrasında Digitürk'teki gelişmeler ise şöyle oldu.

- Sittin senedir oynattığı çoktan bitmiş ya da eski sezon dizileri aynen oynatmaya devam etti (Bakınız: Everybody Loves Raymond, Friends, Will&Grace, Everybody Hates Chris, Sex And The City, Boston Legal, Brothers And Sisters, Medium, Numb3ers, Arli$$..)

- Yeni diziler diye süper dandik şeyleri göstermeye başladı ( Bakınız: Mike&Molly, Glee, Undercovers, The Good Wife, Detroit 1-8-7, This is Not My Life, Dark Blue, Human Target, Miami Medical...)

- Sinema kanallarını güya temalara bölüp kanal sayısını arttırdı ne var ki hala eski püskü filmler kanallar arası gezinip duruyor.

- Paralı olan salonlarda bile gösterime soktuğu filmlerin çoğu sinemalarda gösterime girmeye değer görülmemiş ya da çocuk filmlerinden oluşuyor.

- Bu arada zam yapmaktan geri kalmadı.

- MTV ve DreamTV uçtu.

- Yayının ortasında altan, sağdan, soldan çıkan reklam terörü başladı. ( Bu reklamı kapatıyorsunuz gene açılıyor, gene açılıyor, en az 4 kere sizi uğraştıyor, bu süre içinde kanal değiştirmek acı çektiriyor ve eğer alt yazılı film izliyorsanız alt yazı uçuveriyor )

Yani bakıyorum da, o ihalenin acısını Digitürk'ü salt futbol izleme aygıtı olarak görmeyen benim gibi insanlar çekmiş.

Şimdi ise hem Digitürk'e para verip hem de evimden bu blog sayfasına giriş yapamıyorum. Neden ? Digitürk öyle uygun görmüş, Internet üzerinden maç yayınlayan sayfaları bahane edip tüm blog sitelerine erişimi engellemiş.

Yani kendi evimde sansüre uğramak için resmen para ödüyorum adamlara!

Güya dijital platform ama koskoca Internete sansür uygulayabilecek kadar analog kafada kalmış.

Bu yasaklamayı haklı görenlere de bir çift sözüm var. Blog sayfalarına konan yasak Youtube yasağı gibi üç beş komik video ya da kaçırdığınız dizilerden sizi mahrum bırakmaz. Bugün aklı başında, hür iradeli, hızlı, bağımsız ve menfaat gözetmeyen yegane bilgi paylaşım araçları bloglardır. Bu kadar kolay yasaklanabilir olduğuna gerçekten inanıyorsanız yalnızca Internet'te sansüre değil özgür iradeye de karşısınız demektir.

Bunu baştan kabul edin..

http://www.blogumadokunma.com/