1 Şubat 2010 Pazartesi

Türkçe utanılan bir dil midir ?

Ortaokuldayken Türkçe öğretmenlerinin dilimizle ilgili tutumları bana abartılı gelirdi. Mesela bir tanesi testlerde efendim a-b-c-d oluyormuş da neden a-b-c-ç olmuyormuş diye söylenirdi, Ç Türkçe harf değil miymiş ?

O zamanlar Internet'in olmamasına yatıp kalkıp dua etsin diyorum sevgili öğretmenimin; şu anda muhtemelen dil elden gitti diye karalar bağlamıştır zaten. Ne de olsa bundan yirmi yıl önce utanmadan kullandığımız sözcükleri kulağa daha seksi geliyor diye İngilizce karşılıklarına kurban vermiş durumdayız.

Örneğin:

Show: Gösteri demek tabi daha banal, oysa show öyle mi ? Aman Allahım, Show yani yüce bir eylem, muhteşem ötesi !!

Center: Merkezmiş, aman sanki polis merkezi, nasıl da böyle kamuya mal olmuş bir yer izlenimi veriyor. Ama mesela önüne bir başka İngilizce sözcük katınca yeme de yanında yat, bakınız: Fitness Center, pek bir elit pek bir şık..

Spontane: Kendiliğinden, doğal, bir anda? Yok yok, bizim dilimiz yetersiz kalıyor, spontane en güzeli. Hem doğal, hem kendiliğinden gibi değil mi ?

Agresif: Asabi kaba kalıyor tabi, agresif olmak sanki daha çekici. Hırçın gibi adeta ama hırçından daha sert daha kendini bilmez, özgür bir hal agresif, değil mi ?

İşte böyle aynen dalga geçer gibi Türkçe'yi her geçen gün öldürüyorlar.

Bir de bunu yeni doğanlara isim verme kaygısı izliyor son yıllarda. Efendim hangi adı koymalı ki bebe büyüdüğünde Amerika'ya, Avrupa'ya gittiğinde o isimle zorlanmasın.

Bak sen..

Sanki bizim isimlerimiz oniki harfli ve söylenmesi zor harf dizelerinden oluşuyor. Bize Christopher, Ian, George gibi isimleri öğrenmek zor gelmiyor da elin adamına Şebnem, Çağrı, Yiğit gibi isimler mi işkence oluyor ?

Benim ortaokuldaki öğretmenim şıklarda Ç yok diye ağlanırken; bugün onun yetiştirdiği neslin Ç-Ş-Ğ gibi harfleri çocuklarından sakınma telaşından daha acınası ne var Türkçe adına ?

Türkçe utanılacak bir dil ise o zaman baştan yıllarımızı ziyan etmeyelim okullarda. Eğer, yok Türkçe bizim kültürümüzün en temel taşıysa o zaman o taşı sırtlayıp gururla taşımak da herkesin görevi diye düşünüyorum.

7 yorum:

irfun4ever dedi ki...

Türkiyede erkek ve kadın, büyükşehirlerin birinde doğmuş iki isimli kişilerin isimnlerine bir bak. Misal isimler hep eski isim ve yeni isim karışık oluyor. Misal Nahide Betül, Hatice Gizem, Hayrullah Mert vs vs.

benim bir arkadaş vardı kızı Bilge diye bilirdik meğer ismi Nafiye Bilge imiş. Tabi nafiye ismini söylemedi bize hiç.

Çok ilginç kelimeler var ve artık kulağa türkçe imiş gibi geliyor.

Bugün billboardın birinde Lost Final Sezonu diye bir yazı gördüm. Son sezon dense herhalde anlamayacağız biteceğini.

Uyumsuz dedi ki...

Final gene daha eski bir sözcük. Asıl sezon nedir yaw ? İngilizceden doğrudan çeviri ama şimdi yabancı dizilerle çok alakası olmayan ve İngilizce bilmeyen bir Türk'e okutsan ne anlar acaba Final Sezon'dan ?

Fifi Croissant dedi ki...

http://www.turkkal.org/2007/10/makaleler/turkce-deniz-som

ilgilenirseniz de buradan alabilirsiniz: http://www.idefix.com/kitap/turkce-vurusarak-cekilirken-sefik-sezer-seckin/tanim.asp?sid=K6R32V2WAV0VG10XCBGY

Serhad dedi ki...

Çok şükür ismim internete tam uyumlu:) Bu dil bozulmasının sebebi Türk Dil Harekatının zamanın edebiyat ve okumuş kesimine uymaması, biraz zoraki olması oldu.Eskiler osmanlıcada mutlu mesut kaldı yeniler pek kavrayamadı derken dil sahipsiz kaldı. Bunun üzerine Güneş Dil Teorisinin çöküşü ve siyasetteve teknolojide dışa bağımlılık da eklenince ne oldu? Kendi vatandaşına ingilizce latife yapan maliye bakanı oldu, sokaklarda Dönerchi, Dürümchü gibi yerler çoğaldı.. vs..

Türkçe de imlam asla iyi olmadı ama öz Türkçe'de mana ile ilgili araştırmalarım devam ediyor:)

Elinize sağlık


Not: İlgilenenler için bir kaynak da benden : Oktay Sinanoğlu-"Bye-Bye" Türkçe

enginfirol dedi ki...

Çok beğendim yazınızı. Gerçekten gönülden tebrik ediyorum.

enginfirol dedi ki...

Yazmayı unuttum, Serhat Bey'in notta bahsettiği kitabı lisede okumuştum ve o zaman bu zaman daha dikkatli özenli olmaya çalışmıştım. Hala özen göstermeye devam ediyorum. Ben de herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
OKTAY SİNANOĞLU- "BYE-BYE" TÜRKÇE

Unknown dedi ki...

bu güzel yazının internetin bir köşesinde kalması ne acı.imkan olsada çip haline getirip bazı soysuzların,batıcı dantelciklerin,
vatansız,kansız hainlerin,toprak,bayrak düşmanlarının,dini imanı maddiyat olan toramanların 'Bir çift kadın memesine vatanı satarım!diyenin ve onun tosuncuklarının beynine yerleştirebilsek. ŞENER UĞURSAL