24 Kasım 2008 Pazartesi

İçinde Johnny Depp olmayan bir korsan filmi

Euro-dolar paritesi, batan bankalar, Amerikada kamulaşan sektörler, işten çıkarmalar şeklinde bir dizi ekonomik mahşer günü haberlerinin arasına sıkışan Afrikalı Korsanlar haberleri şu aralar en favori gündemim.

Asırlarca sömürülmüş, ailelerinden koparılıp başka kıtalarda kölelik yaptırılmış, tüm doğal kaynakları tüketilmeye devam eden, üç kuruşa elmas madencisi olarak çalıştırılan ama öte yandan silah tüccarlarının kasalarını daima dolu tutacak kadar da parası tüketilebilen, bir de yetmezmiş gibi kürkü, dişi yok bilmem neyi yüzünden hayvan nesli dahi silinmeye yüz tutmuş Afrikalının fırsattan istifade uyanışı olsa gerek bu gemi kaçırma eylemleri.

Koca yük gemilerine uyduruk teknelerle yanaşıp düz duvara tırmanır gibi çabucak gemiye çıkıp sonra oradaki tüm mürettebatı etkisiz hale getiriyorlar. Kimseye zarar vermiyorlar, zaten ne yapsınlar milletin canını, onların maldan başka derdi yok. Gemideki erzak kimsenin karnını doyurmaya yetmez dendiğinde bile yaratıcılıklarını kullanıp hemen karaya çıkarak bir kaç keçi avlayıp gemide onları pişirmeyi akıl edecek kadar da dahiler. Hakikaten takdir ediyorum bu Afrikalı korsanları.

Bugün her hangi bir Afrikalı ya iç savaş ya da yoksullukla mücadele ediyor. Yani bu ya hayatta kalma ya da karın doyurma savaşı demek. O yüzden bir zamanlar Fransızı, İngilizi, Portekizlisi gelip kanlarını canlarını kastederken, Amerikalısı da onları köle yapmak için kaçırmışken bugün bu ülkelerde millet işsiz kalmış, paraları bankalarda batmış adamın umurunda değil tabi.

Karayip Korsanlarından sonraki korsan filmi bu kez kara kıtadan geliyor. Ve ben her akşam haberlerde onca iç karartıcı ekonomik çökmenin arasında yeni kuşak bu korsanların maceralarını keyifle izlemeyi sürdüreceğimi umuyorum !




Hiç yorum yok: