8 Haziran 2008 Pazar

En büyük "Biz" başka büyük yok

İlkokulda sınıfım 1A idi, başımızda öğretmen sürü psikolojisiyle o ne derse o oldu. Öğretmenimiz ne dediyse tüm sınıf sorgulamadan kabul etti ve daha ufacık yaşlarımıza karşın bu öğretileri yaşam tarzı olarak belirledi. Neden ? Çünkü diğer türlü " Biz" olamazdık.

Nedenini sorgulamadan bir futbol takımı tutmamız zorunluluğu içinde genelde de üç büyükler denen şu İstanbul takımlarından birini seçtik. Bizim kentin de aynı ligde takımları vardı ama niye o diğer üçten biri diye sormak aklımıza bile gelmedi. Çünkü diğer tüm insanlık üçe bölünmüştü, bizim de dışarıda kalmamamız için bu takımlardan birini seçmemiz lazımdı. Böylece üçe bölündük. Sadece bir seçim yüzünden yine " Biz " olduk ve yıllarca sahaya çıkıp maç yapan ama tanımadığımız bu adamlar yüzünden karşılıklı tartışıp gereksiz sinir krizlerine girdik.

Oturduğumuz mahalle de bir "Biz"'di. Sonradan gelenleri kolay benimsemedik. Mahalleden çıktığımızda semtimiz bile çoğu zaman "Biz" diye yapıştı sırtımıza.

Kentten ayrılıp üç büyüklerin şehrine geldim. Sırtımda okul, futbol takımı, semt ve kent bizleriyle. Başka "Biz"lerle mücadele etmek ait olduğum "Biz"den uzaktayken daha net bir anlam kazandı. Karşıma geçip " Bizim lisede böyleydi, biz böyle yapardık." türünden sürüyle safsata duymaya başladım çoktan üniversiteyi bile bitirmiş olduğumuz halde.

İşin komik yanı çoğu zaman cümlelere "Ben" diye başlayan bu insanların ait oldukları "Biz"'den güç aldıklarını sanarak bu kuralsız ufak topluluklardan medet ummuş olmalarıydı. " Bizde böyle, bu böyle biline" diye sorup sorgulamadan benimsediğin "Biz" kurallarına olan saplantı yüzünden "Ben" ancak cümlelerde sıkışıp kaldı.

"Biz"'e ait olan "Ben"'liğinin kimliğini oluşturmadan "Biz"'e kapılıp gitti çoğu. Kendisi nelerden hoşlanır, nelere illet olur, kimdir onun favorisi diye sorgulamadan çoğunluk neyi benimsediyse o trendi seçmeyi uygun gördüler. Böylece bireysel olamayan, haliyle de kişisel tercihleri çoğunluğunkiyle çakışacak korkusuyla kendi kendini sindirerek zavallı "Ben"lerle bezeli "Biz"ler oluştu.


Yani "Ezik"ler..


7 yorum:

JoA dedi ki...

ne kadar doğru yazmışsın. "ben" diyenlerin adı da "bencil"e çıkıyor üstelik, di mi?

Uyumsuz dedi ki...

Bencil, marjinal, huysuz, uyumsuz :)

Goksu dedi ki...

Lise de universite de biraz "uyumsuzdum" senin degisle...Garip bir icsel savastir "ben" demek...Trekking ve dagcilik yapardim, ulen para verip bi de yuruyon mi derlerdi.Bi yandan farkli olmanin tadini yasarsin , bi yandan da senin gibi dusunen birini bulunca icin yumusacik olur...Bu da benim ezikligim, buyrun:)

Uyumsuz dedi ki...

Peki buna ne dersin; kizlarin saclari onden havaya kabarttigi ya da kus yuvasi midir bulbul yuvasi midir nedir Sahika kivaminda gezindigi ortaokul yillarinda ben saclari ortadan ayirip yapistirirdim. O zamanlar tuhaf kacmam umurumda degildi ama bugun o zamanki resimlere bakinca hakikaten iyi is cikarmisim diyorum butun o kabarik kafalarin arasinda heheh

Goksu dedi ki...

Hehehe, ortaokul yilligimda tum kizlarin fotograflarinda saclar oyle...Allahtan saclarim kivircikta asla yeltenmedim o ise..:)

kahve kokusu dedi ki...

Bu ara özellikle ben'li kararlar alınmadan, bol ben'le başlayan konuşmalar başladı bir de. Egoizm, iş'te aşk'ta her yerde. Ama olay şu, Ben yaptım, ben buldum denilen şeyler'in hepsi zaten "Biz"den ibaret..Şu an maharet bunu "Ben" diye anlatabilmek. Bunu ayrıca kutlamak gerek.

kahve kokusu dedi ki...

Bi de bi de Ben-biz yazına karşılık, "Into the Wild" diyorum :)