3 Ocak 2011 Pazartesi

Türk insanını hafife almayın

Geçenlerde bir özel poliklinikteyken şöyle bir olaya tanık oldum:
Polikliniğin bilgisayar sistemleri yavaşladığı için gelen giden hastaların ödemelerinin alınması gecikmeye başlamıştı. Öyle ki benden önce doktora girip çıkan hasta ben kasaya geldiğimde hala bekliyordu.


Görevli kadın bana önce ilk hastanın sonra benim ödememim alınacağını özür dileyerek söyledi. Bunu yaparken bir kulağında telefon önünde bilgisayar açık, bir yandan bana bu açıklamayı yapıyor bir yandan karşısında bekleyen kadının bilgisayardan işlemlerine ulaşmaya çalışıyordu. Önüne de benim sigorta kartımı koymuş, telefonla da benim sigorta şirketime ulaşma çabasındaydı.

Diğer hasta görevliye dönüp " Biliyor musunuz, sizin bu yaptığınızı başka hiçbir ülkede beceremezler. Aynı anda iki kişiye yetişmek, birden fazla işi yapabilmek yok başka yerlerde." dedi.

Düşündüm de, hakikaten kriz durumlarında acil çözüm yaratmak, uyuşukluktan çıkıp multi fonksyonel becerilere bürünebilmek Türk insanına özgü bir hareket gerçekten de. Ama tabi işin ucunda bir ceza olmalı mutlaka.

Yani orası da özel değil de bir sağlık ocağı olsaydı eminim o görevli de bize Avrupa Standartlarında ( ! ) bir hizmet anlayışı sunardı.

Neden ? Çünkü başında niçin bu kadar insan hala bekliyor, bu hastalar neden mağdur kaldı diye hesap soracak bir sistem yok.

Ama özel sektör olunca acımasız kapitalizm çarkları işte Türk insanının potansiyelini ortaya dökmesini çok güzel sağlıyor.

Zaten bana kalırsa bu ülkenin en çözülememiş genel hali bu. Potansiyeli yüksek, enerjisi düşük milyonlarca insandan oluşan bir toplumuz. Ama aramızdaki sivri zekalar dünyada eşine az rastlanır örnekler oluşturmakta.

80'lerde Sakallı Bebek efsanesini, 90'larda 92 üretimi bozuk paralarda altın var söylentisini çıkarıp koca bir ulusu inandıran aramızdan birileri.

Yasaklara uymak yerine önce sebebini sorgulayıp eğer aklına yatmazsa o yasaktan yırtmak için bir yolunu bulan zeka yine bu ülkenin ürünü.

Gelişmiş ülkelerde oturmuş düzen ve insan ayırmayan ceza sistemi sayesinde ideal insan davranışı oluşturulabilmiş. Ne şanslıyız ki bizim ülkedeki her an değişen, insandan insana anlam farkı olan sistem sayesinde sürekli aklımızı kullanmak, zihnimizi açık tutmak ve bu sayede daima çalışan bir kafaya sahip olmak durumunda bırakılıyoruz.

Tembeliz, işimize gelmedi mi ortamdan tüyeriz ama söz konusu zeka olunca Türk insanıyla yarışacak insan çıkmayacaktır bu gezegenden.

Hiç yorum yok: