Oscar ödüllerinin kime neden ne amaçlı ve hatta ne zaman gittiğinin önemi büyük. Ödülleri alan oyuncuların, yapımcı ya da yönetmenlerin heykeli nasıl hak ettiklerini anlayabilmeniz için işte size işin sırları listesi:
Eğer heteroseksüel olduğunuz halde eşcinsel bir roldeyseniz heykeli kaptınız bilin. Tıpkı Philadelphia'daki Tom Hanks, Boys Don't Cry'daki Hilary Swank, Monster'daki Charlize Theron ve Milk'teki Sean Penn gibi..
Ya da fiziksel ya da zihinsel hiçbir kusurunuz yok ancak engelli bir insanı canlandırıyorsanız Oscar gene sizin. Bakınız Tom Hanks ( evet gene o ) " Forrest Gump", Al Pacino " Scent of A Woman ", Holly Hunter " The Piano", Daniel Day Lewis " My Left Foot " , Marlee Matlin ( gerçi o hakikaten sağırdı ama neyse, belki jüri bilmiyordur )" Children of Lesser God" ve Jamie Foxx " Ray " ile Dustin Hoffman " Rain Man"
Psikopat ya da sosyopatlığa soyunmak da kazancı getirir: Kathy Bates " Misery " ve " The Silence of The Lambs"Teki Anthony Hopkins örneğine ilaveten " Monster"'daki haliyle gene bu kategoriden de Charlize Theron'u sayabiliriz.
Ha, bir de zamansal bir şans vardır. Mesela teroristler ülkenize saldırır, ülkede birlik beraberlik söz konusu olursa hemen adayları gözden geçirir bu jüri. Daha önce ancak en iyi yardımcı rollerde ödül kazanan siyahlara bir anda en iyi oyuncu ödülünü dağıtıverirler. Karşınızda 2001 yılının en iyi ikiz kuleleri Denzel Washington " Training Day " ve Halle Berry " Monster's Ball "
Filmlerde ise farklı bir yönelme söz konusu. Yıllara göre bakarsak.
Crash ( 2005 ) Burada jüri aslında önceki yıllarda Magnolia filmini izlemiş ama pek anlamamıştı. 6 yıl sonra daha basitleştirilmiş senaryoya biraz da ırkçılık karşıtı mesajlar ekleyince jüri tamam dedi ve bugün kimsenin hatırlamadığı filme Oscar'ı çaktı.
The Departed ( 2006 ) Bu sene jüri oturdu hangi yönetmenler ödül aldı hala kimler almadı onlara bakarkennn o da ne ! Koskoca Martin Scorsese, Taxi Driver, Goodfellas, Raging Bull ve Gangs of New York gibi kült filmleri yönetmiş, oyuncular Oscar'ı kapmış ama adama ödül vermeyi atlamışlardı ! Tabi jüri hemen apar topar muhtemelen filmi bile izlemeden Oscar'ı eline tutuşturdu Scorsese'nin.
Slumdog Millionaire ( 2008 ) Ekonomik kriz dünya devi Amerika'yı mahvetmiş, insanlar işsiz, evsiz kalmış. Jüri hemen imdada yetişiyor ve Hindistan'ın sefilliğini gözler önüne seren filmi ödüle boğuyor. Maksat Amerikalı'ya beterin beteri var, üstelik bunlar herşeye karşın aşklarını sürdürebilen insanlar, siz de inancınızı kaybetmeyin mesajı verebilmek.
The Lord of The Rings: The Return of The King ( 2003 ) Şimdi bu ödülde de benim anlamadığım birşey var. Jüri Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin ilk ikisini beğenmedi de sonra bu son filmi mi çok tuttu da ödül verdi filme, nasıl oluyor da oluyor ? Yani ilk iki filmden habersiz bir dünya vatandaşı 2003 yılı Oscar'ını aldı diye oturup bu filmi izlese ne anlayacak mesela ben onu merak ediyorum.
Titanic ( 1997 ): Bence jüriyi burada tavlayan ne ikiye bölünen gemi, ne Leonardo'nun seksi bakışları ne de buğulu camda el izi bırakan o romantik sahne. Tabi ki Celine Dion !
Shakespare In Love ( 1998 ): Bu filmin neden kazandığı diğer aday filmlere bakılınca daha iyi anlaşılıyor. O yıl ya romantik Elisabeth çağı İngiltere'sinin romantizmi ( Elisabeth ya da bu ) veya savaş kazanacaktı ( Life is Beautiful, Saving Private Ryan, The Thin Red Line ). Tabi ki aşk kazandı. Bir önceki sene Celine Dion diyorum size, anlamadınız mı hala ?
Eğer heteroseksüel olduğunuz halde eşcinsel bir roldeyseniz heykeli kaptınız bilin. Tıpkı Philadelphia'daki Tom Hanks, Boys Don't Cry'daki Hilary Swank, Monster'daki Charlize Theron ve Milk'teki Sean Penn gibi..
Ya da fiziksel ya da zihinsel hiçbir kusurunuz yok ancak engelli bir insanı canlandırıyorsanız Oscar gene sizin. Bakınız Tom Hanks ( evet gene o ) " Forrest Gump", Al Pacino " Scent of A Woman ", Holly Hunter " The Piano", Daniel Day Lewis " My Left Foot " , Marlee Matlin ( gerçi o hakikaten sağırdı ama neyse, belki jüri bilmiyordur )" Children of Lesser God" ve Jamie Foxx " Ray " ile Dustin Hoffman " Rain Man"
Psikopat ya da sosyopatlığa soyunmak da kazancı getirir: Kathy Bates " Misery " ve " The Silence of The Lambs"Teki Anthony Hopkins örneğine ilaveten " Monster"'daki haliyle gene bu kategoriden de Charlize Theron'u sayabiliriz.
Ha, bir de zamansal bir şans vardır. Mesela teroristler ülkenize saldırır, ülkede birlik beraberlik söz konusu olursa hemen adayları gözden geçirir bu jüri. Daha önce ancak en iyi yardımcı rollerde ödül kazanan siyahlara bir anda en iyi oyuncu ödülünü dağıtıverirler. Karşınızda 2001 yılının en iyi ikiz kuleleri Denzel Washington " Training Day " ve Halle Berry " Monster's Ball "
Filmlerde ise farklı bir yönelme söz konusu. Yıllara göre bakarsak.
Crash ( 2005 ) Burada jüri aslında önceki yıllarda Magnolia filmini izlemiş ama pek anlamamıştı. 6 yıl sonra daha basitleştirilmiş senaryoya biraz da ırkçılık karşıtı mesajlar ekleyince jüri tamam dedi ve bugün kimsenin hatırlamadığı filme Oscar'ı çaktı.
The Departed ( 2006 ) Bu sene jüri oturdu hangi yönetmenler ödül aldı hala kimler almadı onlara bakarkennn o da ne ! Koskoca Martin Scorsese, Taxi Driver, Goodfellas, Raging Bull ve Gangs of New York gibi kült filmleri yönetmiş, oyuncular Oscar'ı kapmış ama adama ödül vermeyi atlamışlardı ! Tabi jüri hemen apar topar muhtemelen filmi bile izlemeden Oscar'ı eline tutuşturdu Scorsese'nin.
Slumdog Millionaire ( 2008 ) Ekonomik kriz dünya devi Amerika'yı mahvetmiş, insanlar işsiz, evsiz kalmış. Jüri hemen imdada yetişiyor ve Hindistan'ın sefilliğini gözler önüne seren filmi ödüle boğuyor. Maksat Amerikalı'ya beterin beteri var, üstelik bunlar herşeye karşın aşklarını sürdürebilen insanlar, siz de inancınızı kaybetmeyin mesajı verebilmek.
The Lord of The Rings: The Return of The King ( 2003 ) Şimdi bu ödülde de benim anlamadığım birşey var. Jüri Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin ilk ikisini beğenmedi de sonra bu son filmi mi çok tuttu da ödül verdi filme, nasıl oluyor da oluyor ? Yani ilk iki filmden habersiz bir dünya vatandaşı 2003 yılı Oscar'ını aldı diye oturup bu filmi izlese ne anlayacak mesela ben onu merak ediyorum.
Titanic ( 1997 ): Bence jüriyi burada tavlayan ne ikiye bölünen gemi, ne Leonardo'nun seksi bakışları ne de buğulu camda el izi bırakan o romantik sahne. Tabi ki Celine Dion !
Shakespare In Love ( 1998 ): Bu filmin neden kazandığı diğer aday filmlere bakılınca daha iyi anlaşılıyor. O yıl ya romantik Elisabeth çağı İngiltere'sinin romantizmi ( Elisabeth ya da bu ) veya savaş kazanacaktı ( Life is Beautiful, Saving Private Ryan, The Thin Red Line ). Tabi ki aşk kazandı. Bir önceki sene Celine Dion diyorum size, anlamadınız mı hala ?
E peki nasıl oldu da aşk ve romantizm kazansın diyen jüri döndü bu sene savaşı, kanlı canlı en çıplak haliyle anlatan The Hurt Locker'a verdi ? O işin de sırrı filmin yönetmeninde aslında. Ödül töreninin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe denk gelmesi jürinin seçimini kolaylaştırdı. Tıpkı Scorsese'yi unutmaları gibi jüri daha önce hiç bir kadın yönetmene bu ödülü layık görmemişti. 8 Mart'tan daha uygun bir bahane olamazdı. Üstelik de yönetmen Kathryn Bigelow'un eski kocası da aynı kategoride onunla yarışırken ! Kadına bir değil iki ödül verdiler, yok en iyi yönetmen ve en iyi film değil, Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve eski kocayı solladın ödülü :)
6 yorum:
kızım bu ne harika yazı, ne sıkı tespitler böle... yüzde yüz katılıyorum...
Kathryn Bigelow'un eski kocası hangısı? bi genç yönetmen vardı, dibim düştü. o mu küüüü???
aaa sen magazinden uzak kalmışsın şekerüm, eski koca Avatar Titanic'i James Cameron :)
hahah cidden süper!!
ay çok güzel bi yazı olmuş eline sağluk hayatım pek eğlendüm:)
o adam bırakılır mı beaaa... hay salak ya...
Enteresan tespitler ama yazılan bazı filmlerdeki oyuncular o ödülleri ciddi ciddi hakettiydi. Mesela en yakın örnek Milk. Müthiş bir oyunculuk Sean Penn'den.
Yorum Gönder