22 Mart 2010 Pazartesi

Dedikodu mu ?

Evet, aynen o. Kimsenin kendisine yakıştıramadığı, ama illa ki yapmaktan sakınmadığı sosyal günah.

Bir de, daha çok kadınların üstüne yıkılmış bir leke.

Halbuki genel yanılgı dedikodu ile çekiştirmenin birbirine karıştırılması. Dedikodu denen şey, ucu sana bana dokunmayan olayları birbirine aktarmaktan ibaret. Ayşe Hanım'ın kızı okuldan atılmış, Mahmut Bey muhasebecilik yaptığı firmadan zimmetine para geçiriyormuş gibi yarı doğru, yarı uydurma ama günün sonunda bunu mevzu yapıp gündeme getirenlerle hiç alakası olmayan konuları içerir dedikodu yapmak.

Çekiştirmek ise bahsi geçen kişiyle bir şekilde bir değme noktasının olmasıdır. Ayşe Hanım'ın kızı bize iş başvurusunda bulunurken mezun oldum demişti, oysa okuldan atılmış, saklıyor ! Mahmut Bey borç istediğimizde sıkışığım diyordu, meğerse şirketini hortumlamış, senden benden zengin geziyor. Yani tıpkı bu önermelerde olduğu gibi çekiştirilen insandan geldiğine inanılan bir zarar olduğu için çekiştirme hakkı da doğuyor gibi.

Şimdi vicdanımızı biraz daha rahatlatabiliriz, çünkü çoğumuzun yaptığı şey onu bunu çekiştirmekle sınırlı. Bir sürü tanıdık insan yüzünden o kadar çok yanılgıya düşüyor o kadar çok kazık yeniliyor ki biz de en yakınlarımıza koşup hani bilmem ne vardı ya biliyorsun, bana şöyle yapmıştı bunu demişti, işte o aslında buymuş, şuymuş diye içimizi döküyoruz.

O yüzden birileri hakkında konuşmanın cinsiyeti varsa rahatça söyleyebilirim ki dedikodunkadının işi değildir aslında. Genelde kadınlar canlarını yakanları harcarlar. Onlara dokunmayan kişi ve konularla ilgili çok fazla çenelerini yormazlar. Ama çekiştirmek söz konusu olursa, işte burada onların gazabından koruyun kendinizi derim.

Dedikodunun cinsiyeti erkektir. Sanılanın aksine bir grup erkek toplandığında, çoğu zaman politika ve futbol konuşmazlar. Erkekler bir araya gelince, üstelik de kadınlar gibi incelikten yoksun olmalarından ötürü, alakalı alakasız herkesle ilgili dandun konuşurlar. Ayrıca süper de meraklı olurlar. Zaten genel yaklaşımları yüzeysel olduğu için bahsettikleri kişilerin, kim olduğunu bile umursamadan sadece eylemlere yoğunlaşıp olay-kişi-mantık döngüsünden uzaklaşırlar.

Öyle ki dönüp dolaşıp konu size aktarıldığında bunu o kadar alakasız bulursunuz ki " E iyi de, sana ne bundan " dersiniz saf saf.

O yüzden diyorum ki etrafınızdaki kadınlara yamuk yapmayın. Erkeklere karşı ise de sadece malzeme vermeyin sakın ! Böylece özgürce istediğinizi çekiştirirken bir adım önde olacaksınız.

4 yorum:

irfun4ever dedi ki...

erkekler açısından bir kadının dedikoducusu olması pek ilginç ve yadırganacak bir konu değil. Sanki kadınların "default" olarak gelen özelliğidir dedikodu. o yüzden hiç önemsemiyorum bile.

Adsız dedi ki...

süper olmuş..
çekiştirme ve dedikodu çok güzel kategorize edilmiş..
gerçi "dedikodu ruhun yelpazesidir" derler.. iyi gelir zararsız kaldığında ..

bir atasözü daha vardır ayrıca..
"kadınlar ev arası.. erkekler köy arası dedikodu yapar" derler atalarımız..

elbet bu hem erkeklerin dedikodu yaptığını..
hemde eski zamanda.. şimdilerde de belli kesimde daha çok ve uzaklara dolaşıp.. yelpazesini genişlettiğini de belirten bir atasözü..
bir atasözünde iki erkek özelliği =D..

atalet

Cüzzamlı Melek dedi ki...

Dedikodunun cinsiyeti erkektir.

kalemine kurban ya... aynen ya... hele türk erkeği...

Aslısın dedi ki...

En kolay da kadınları harcarız, biz kadınlar. Uyarını dikkate almalıyız zira bize, bizden daha yakın yok.