26 Temmuz 2010 Pazartesi

Amatör çekim temalı korku filmi klişeleri

Yaklaşık on yıl önce The Blair Witch Project ortaya çıktığında korku ve gerilim sinemasının hala ölmediğinin iyi bir ispatı gibiydi. İki erkek ve genç bir kızla bir amatör kameranın bileşkesinden ortaya ancak porno çıkar genellemesini de farkında olmadan silmişti.
Aynı zamanda Carpenter'ın Halloween'inden sonraki en ucuz maliyetli ama süper gişe getirili ilk korku filmiydi.


Kısacası The Blair Witch Project, ortaya çıkış fikri, yapımı ve görüntüleriyle tam bir deha ürünüydü. Ve yıllarca komedi filmleri dışında kimse ona bulaşmaya cesaret edemedi.

Sonrasında artık Hollywood senaristlerinin grevi midir yoksa ekonomik kriz midir, sebebin ne olduğunu bilemiyorum ama Blair Witch türevi filmler üstelik de çok parlak fikirlermiş gibi yeniden pişirilen senaryolarla önümüze serilmeye başladı.

Hadi Hollywood zaten son on yıldır kendini tekrarlayan bir kısır döngüye girdi; sadece korku değil hiçbir türde iyi bir örnek çıkaramaz oldular. E peki Avrupa sineması neden böylesi bir trendle gaza geldi anlamış değilim.

Bakınız İspanya'dan Rec filmi. Güya kamera amatör değil ama çekimleri amatör bir film. Çünkü filmde itfaiyecilerle ilgili bir program çeken televizyoncuların çekimlerinden izliyoruz olan biteni. Aslında film değil de tiyatro demeli. Zira bütün film içine girdikleri anda karantinaya alınan bir apartmanda geçiyor.

Her korku filminde olduğu gibi başta ne olduğuyla ilgili soru işaretleri yüzünden gerilebilirsiniz. Mesela aşağıdaki gibi bir sahne oldukça gerçekçi de gelebilir. Ancak herşeyin insanları kuduzla zombi arası bir moda sokan virüsten kaynaklandığını anlamanızla bütün tempo düşüyor. En çok da bütün apartman halkının panikle bir aşağı bir yukarı katlara koşturması bir hayli bayıyor.


Sonunda karşınıza korkunç olması beklenen böyle bir surat çıkınca da kös kös ekrana bakıyorsunuz. İspanyolca bağrışlar, bir aşağı bir yukarı koşturan halk ve bir apartman dekorunun heyecanı ancak buraya kadar işte..

Felaket filmlerini sevenler için Cloverfield bir başka gençlik ve amatör film seçkisi. Hatta tam bir klişe olan "herşey bir partide başladı" girişi bile var.

Bir anda bir patlama ile sokaklarda koşturan insanlar ve caddeye düşen Özgürlük Heykeli'nin o dev kafası. ( Evet film New York'ta geçmektedir ve her New York temalı film gibi gene kadıncağızı rahat bırakmamışlardır)

Çekimler amatör, sahne New York olunca Cloverfield neredeyse Godzilla'nın bir gömlek üstü diye bile tanımlanabilir. Tıpkı onun gibi ilk sahnelerde yaratığı tam olarak görememek ama saçtığı dehşeti yakından hissetmek hiç de fena sayılmayacak bir karbon kopya.

Ama gelin görün ki başroller arasındaki fark filmin de kalitesini ortaya koyuyor. Solda bizim eski dost Godzilla ve onun o her zamanki karizmatik duruşu. Sağda ise eciş bücüş ne olduğu bile anlaşılmayan akraba evliliği ürünü adsız tipleme !















Gelelim yılın en şişirme korku filmi Paranormal Activity'e. Ben bu filmde insanlar ne buldu ve yapımcılar nasıl gaza geldi de ikincisini anında çekirverdiler işte burada kendimden şüpheye düşüyorum.

Belki Entity'i izlememiş olabilirsiniz. Zamanın sıkı korku filmlerinden biri olan bu filmde bir kadını saplantı haline getiren görünmez bir varlığın neden olduğu olayları izleriz. Her halde eski olduğu için unutulduğunu sanan bazı akıllılar Paranormal Activity ( adı da süper bir yaratıcılık ürünü yani ) ile işte bu eski donmuş yemeği mikrodalgada ısıtıp önümüze koymuş oldular.
Hoş, Godzilla'nın daha mezarında kemikleri çürümeden Cloverfield çekildiğine göre Entity'den otuz yıl sonra Paranormal neden olmasın ki ?

Her neyse, bu filmde de gene bir kadın ve ona takık bir şey var. Ruh mu neyse artık her gece kız ve erkek arkadaşı uyurken varlık göstergeleri sunuyor. Film bunları kaydetme hırsına kapılan erkek arkadaşın özellikle yatakodası kayıtlarıyla dolu. Gündüz az biraz gerginler ama geriye kalan bütün film işte bu alttaki sahne ile geçiyor. Uyuyorlar ve çat birşey oluyor. Olan da öyle duvarlar çatlıyor, yer yarılıyor değil. İşte anahtarlık düşüyor, aşağıdan " pat " sesi geliyor gibi gereksiz şeyler.


Blairwitch bize her amatör çekimin porno olmadığını gösteriyorsa Paranormal Activity de amatör çekimli bir filmin dörtte üçü yatak odasında geçse bile gene de erotik hiç bir çağrışım yapamayacağını anlatıyor. Zira uyuyan ve uykusundan gürültü ile sıçrayan bir çifti izlemekten artık kendinizi röntgenci zannetmeye başlıyorsunuz.

Bu da bayık Paranormal yatak sahnesi ile Entity'de kendisine musallat olan varlıkla mücadele eden kadının gene bir yatak sahnesi.



Aradaki fark şunu gösteriyor ki aynı yatak sahnesini çekmek otuz yıl sonra yatakodasının bütün heyecanını söndürüyor :)

3 yorum:

Cüzzamlı Melek dedi ki...

Paranormal Activity.... ulan film bitti ben hala korkmayı bekliyorum...
acaba diyorum bişiler göründü de ben mi görmedim :SSS

Uyumsuz dedi ki...

Cüzzamım, o kadar yatak ve uyku sahnesi olan bir film ancak uykusuz gecelerde uyku motivasyonu için faydalı olur diye düşünüyorum :)

anna dedi ki...

Az önce Ada'yı seyrettim:)hala aklımda zombi teyze var, hay Allah'ım yarabbim:)))