27 Ekim 2009 Salı

Konser sözü


HSBC Genel Müdürlüğü ile İngiltere Konsolosluğu patlatıldığı sırada her ikisine de uzak olsam da ofisteki camdan bakıp gökyüzüne yükselen koca sarı dumanları gördüğümde gerçekten korkmuştum. Patlamalarla bizim olduğumuz bina bile sarsılmıştı ve o anda panik havası yayılmıştı.

O patlamalar çok can aldı, hem ülke hem de dünya gündemine oturdu ve gerçekten çok moral yıkıcı haftalar yaşadık.

Olayların küllenmeye başladığı bir süre sonra iki yabancı grubun İTürkiye konseri gerçekleşecekti. Ikisi de çok sevdiğim ve bilet fiyatlarını umursamadan gideceğim sahne performanslarıydı benim için.

Ne var ki gruplardan Blondie olanı bu yaşananları bahane ederek konserini iptal etti. Diğeri ise bizi yüz üstü bırakmadan hem Ankara hem de İstanbul konserleri için geldiler ve gerçekten de çok iyi konserler verdiler.


Televizyondaki röportajlarında İngiliz grubun solistine diğer grubun konserini iptal ettiğini ama kendilerinin gene de geldiğini hatırlattılar. Hayatımda hiçbir videosunu izlemediğim ama o tok ve yoğun ses tonunu duyduğum anda parçanın melodisi ne olursa olsun etkisine girdiğim grubun solisti aynen şunu söyledi. " Yaşananlar trajik ve üzücü, ancak biz bundan vazgeçsek ve buraya gelmesek bu işi yapanların amacını gerçekleştirmiş olacağız. O yüzden umursamamalı ve devam etmeliyiz."

Hani milliyetçilikten falan değil ama o sarı dumanları, o sarsıntıyı, gazetelere çıkan ölü ve yaralıları bizzat görmüş ve bu ülkenin bir insanı olarak içimden bu gruba ve soliste olan sempatimin tavan yapmasına engel dahi olmadım. Zaten muhteşem bir konser vermişlerdi, o röportaj sonrası gözümde kahraman mertebesine kadar yükselmiş de oldular.

O yüzden bugün ne zaman Tindersticks dinlesem hala ve hala tüylerim diken diken olur ve saplantılı bir hayran güdüsüyle sempati beslerim bu adamlara.

Ve aynı şekilde kıl olurum korkak Blondie'ye.

Şimdi daha gelme ihtimali yokken bile hakkında efsaneler üretilmiş bir başka grubun konseri gündemde. İnsan hakları protestosu masallarıyla U2'nun hiç gerçekleşmemiş Türkiye konserine bahaneler üretildi yıllar boyu. 2001 yılında bir grup uyanık madem U2 Türkiye'de insan hakları olmadığına inanıyor o zaman gelsinler Diyarbakır'da konser versinler, hem de tam yerinde görürler insanı da hakkı da diyerek kampanya başlatmıştı.

Şimdi ya ülkedeki koşullar biz farketmeden değişti ya da grup artık bizi affetti bilmiyorum 2010 Eylül'de gelmeye karar verdiler. Eminim de gelmiş geçmiş en iyi konseri yaşatacaklar bize.

Yalnız insan hakları şovalyeliğinde bu kadar önde koşan grup nasıl oluyor da konser biletlerini konsere 10 ay kala hem de yüksek fiyatlardan satılmasına göz yumuyor orası benim için soru işareti. Madem insanlara ve haklarına değer veriyor bu U2 neden bir sene önce o kadar parayı gözden çıkarmamıza göz yumuyor ?

2010 Eylül'ünde bugün o bileti alan kaçımızın bir yakını belki evlendiği için muhtemelen konsere gidemeyecek. Belki bazılarımızın acil bir durum yüzünden şehir dışında olması gerekecek. Daha da trajiği belki hayatta bile olmayanlarımız olacak o tarihte. Ama Bono ve saz arkadaşları gene de " geliyoruz" dedikleri için bile önden paralarımızı almaya hak kazanmış gözüküyorlar.

Ya da satışa göre mi karar verecekler gelip gelmemeyi ? Sebep ne olursa olsun zaten şovenistlikten başka bir amaca hizmet etmeyen bu yüksek insani duyguların materyalizmden başka birşeyle beslenmediğini ortaya koyuyor ortadaki manzara.

Dedim ya Blondie gözümde ufalandı artık, Anadolu turnesine çıksalar bile kurtarmazlar. U2 da hemen onun arkasındaki yerini aldı artık.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

tekrar yapıyorsun gibi geliyor bana.Blondie ve U2'yu yazmıştım sayfalarımda...