Bu herhalde doğuştan gelen birşey. Eli çabuk olmaktan öte, atak davranmak, bir adım atmadan önce iki adım sonrasını hesaplamak ve tamamen pratik olabilmekle alakalı bir durumdur. Bir yerlere geç kalmaktan nefret etmek. Oluşan durumlarla ilgili kafadan hemen planı oluşturup hoop tamam, bu böyle yapılır ben de şunu eklerim olur biter şeklinde sürekli çözüm jimnastiği yapmak gibi arızalar da mevcuttur bizim ırkta.
Çoğumuz aynı anda birden fazla iş yapabilme becerisiyle de donatılmıştır. Sonuç iyi olur kötü olur belli olmaz ama en azından işe başlanır ve bitirilir. Biri size laf anlatırken o sırada meşgul dahi olsanız anlatılanları pür dikkat dinler, fikir bile üretirsiniz. Böylece oturduğunuz yerden ya da uzaktan çok iyi laf yetiştirirsiniz.
Poposu tutuşuk olmak insanı kesinlikle hiperaktif yapmaz. Ama poposu uyuşuklara kıyasla yüzmetre şampiyonları sayılırız.
O uyuşuklar yok mu o uyuşuklar, hepsi idamlık bence. Hayatınızı yavaşlattıkları yetmezmiş gibi zamanınızın da hırsızıdır bunlar..
Tutuşuk profilinin tam tersi, yani olabildiğince çekilmez bütün huylar bunlardadır. Sizi her zaman her yerde bekletirler ve işin insanı deli eden yanı bunu umursamazlar bile. Hatta arabayla evlerinin önüne kadar gidersiniz bunları almaya, hanımefendiler, beyefendiler ancak dakikalar sonra apartman kapısında görünürler. Biz tutuşuklar ise eziğiz ya, daha o bizi evden almaya gelen araç sokağa dönmeden evin önünde hazırolda bekleriz halbuki..
Bir de poposu uyuşuklar nasıl bir yetenekse yavaşlatılmış modda hareket ederler. Mesela dışarı mı çıkacaklar. Önce atkıyı portmantodan yavaşça alır, ağır hareketlerle boynuna sarar, ayna karşısına geçer, düzeltir, emin olur. Sonra paltosuna uzanır ama hangi paltoyu giyeceğinden emin olmak için kıyafetini kontrol eder, sonra şanslı günümüzdeysek paltosunu seçer, giyer, atkıyı tekrar düzeltir. Benzer hareketler bu sefer ayakkabıda olur. Çizme mi, bot mu, hangi renk kısmını geçip bu sefer ayakkabının boyasız olması gözüne çarpar, bir de onu boyamakla vakit geçirir.
Siz o sırada işte aşağıda arabada yamuk yumuk beklediğiniz yerde ,sokağa başka araba gelmesin yoksa nereye kaçarım, acaba bir tur atsam o sırada iner mi diye ecel terleri dökmekle meşgulsünüzdür.
Ha derseniz ki dışarı çıkmaya hazırlanan tutuşuk modeli nasıl oluyor ?
Şöyle:
Elini atar eline gelen ilk atkıyı boynuna dolar, elini atar eline gelen ilk paltonun tek kolunu giyereken ayakkabılarını da ayagina geçerir, dışarı çıkar, asansör beklerken ayakkabilarinin bagciklarini bağlar, eğer asansörsüz bir bina ise basamakları ikişer üçer iner ve kendisini almaya gelmiş kişinin arabasına bindiği anda ayakkabılarını bağlar ve hızlıca kendine çeki düzen verir.
Hayat böyledir biz tutuşuklar için.
Dolayısıyla uyuşuklara karşı tolerans sıfırdır.