25 Haziran 2008 Çarşamba
Kadın
20 Haziran 2008 Cuma
M. Night Shyamalan
17 Haziran 2008 Salı
Büyüdük, ve biz bunu..
8 Haziran 2008 Pazar
En büyük "Biz" başka büyük yok
Nedenini sorgulamadan bir futbol takımı tutmamız zorunluluğu içinde genelde de üç büyükler denen şu İstanbul takımlarından birini seçtik. Bizim kentin de aynı ligde takımları vardı ama niye o diğer üçten biri diye sormak aklımıza bile gelmedi. Çünkü diğer tüm insanlık üçe bölünmüştü, bizim de dışarıda kalmamamız için bu takımlardan birini seçmemiz lazımdı. Böylece üçe bölündük. Sadece bir seçim yüzünden yine " Biz " olduk ve yıllarca sahaya çıkıp maç yapan ama tanımadığımız bu adamlar yüzünden karşılıklı tartışıp gereksiz sinir krizlerine girdik.
Oturduğumuz mahalle de bir "Biz"'di. Sonradan gelenleri kolay benimsemedik. Mahalleden çıktığımızda semtimiz bile çoğu zaman "Biz" diye yapıştı sırtımıza.
Kentten ayrılıp üç büyüklerin şehrine geldim. Sırtımda okul, futbol takımı, semt ve kent bizleriyle. Başka "Biz"lerle mücadele etmek ait olduğum "Biz"den uzaktayken daha net bir anlam kazandı. Karşıma geçip " Bizim lisede böyleydi, biz böyle yapardık." türünden sürüyle safsata duymaya başladım çoktan üniversiteyi bile bitirmiş olduğumuz halde.
İşin komik yanı çoğu zaman cümlelere "Ben" diye başlayan bu insanların ait oldukları "Biz"'den güç aldıklarını sanarak bu kuralsız ufak topluluklardan medet ummuş olmalarıydı. " Bizde böyle, bu böyle biline" diye sorup sorgulamadan benimsediğin "Biz" kurallarına olan saplantı yüzünden "Ben" ancak cümlelerde sıkışıp kaldı.
"Biz"'e ait olan "Ben"'liğinin kimliğini oluşturmadan "Biz"'e kapılıp gitti çoğu. Kendisi nelerden hoşlanır, nelere illet olur, kimdir onun favorisi diye sorgulamadan çoğunluk neyi benimsediyse o trendi seçmeyi uygun gördüler. Böylece bireysel olamayan, haliyle de kişisel tercihleri çoğunluğunkiyle çakışacak korkusuyla kendi kendini sindirerek zavallı "Ben"lerle bezeli "Biz"ler oluştu.
Yani "Ezik"ler..